https://www.highrevenuegate.com/pqxbdf5xa4?key=0fa5a3e34ecb571364a40d5443900081

27 Eylül 2016 Salı

La bambola Di Satana

Filmimiz gece vakti altmış yaşlarında bir adamı sürükleyen kimliği belirsiz bir şahısla başlar. Ertesi gün triportörle bir şatoya gelir. Triportörün içinden on altı ile on sekiz arasında bir genç çıkar. Şatonun kapısını tıklatır. Kapıyı yaşlı bir adam açar ve çırak olduğunu öğrendiğimiz genç yaşlı adama nevaleyi getirdim Mösyö Eduard der.  Bunun üzerine Mösyö Eduard eğer nevalelerimiz bir daha geç gelirse tedarikçi değiştirmek zorunda kalacağız der.  Daha sonra uşak olduğunu öğrendiğimiz Mösyö Eduard ve çırak nevaleleri içeri taşır. Bu arada şatonun kapısı otuz yaşının ortalarında soğuk ve ciddi mizaçlı bir kadın açar. Adının Caroline olduğunu öğrendiğimiz kadın çırağa aşağılayıcı bir bakış attıktan sonra çırağa geç kaldın şayet tekrarlanırsa işinden olursun der. Bunun üzerine çırak Matmazel Caroline’e anlaşıldı matmazel bir dahaki sefere icabına bakacağım iyi günler dedikten sonra gider.
Üstü açık arabayla yolda ilerleyen otuz yaşlarında sarışın bir adam olan Jack isimli bir adam ve Elisabeth isimli kadınla ilerler. Sarışın kadın umarım Blanche ve Gerard yolu bulabilir der. Bunun üzerine sarışın adam sarışın kadına senin yaşadığın bahsi geçilen ünlü şatoyu görmek için sabırsızlanıyorum der.  Öğle yemeği esnasında soğuk mizaçlı kadın yetmişlerin sonlarında olan adama üzgün görünüyorsunuz Bay Shinton der. Bunun üzerine Bay Shinton Bay Baljon’un ölümü beni derinden etkiledi der. Matmazel Caroline Bay Baljon’un ölümü içimizde büyük bir boşluk açtı der. Bay Shinton Caroline’e bu arada yeğeni gelecek değil mi deyince Caroline evet nişanlısı ve arkadaşlarıyla beraber gelecekmiş yine de bu durumda şatonun içinde yabancı insanların olması hoşuma gitmiyor der. Bay Shinton benimde gitmiyor ama vasiyet bu okuması için geldiler parti için değil der.  Bunun üzerine Caroline Bay Shinton’a o gençler böyle trajik olaylardan anlayabilecek kapasitede değiller dedikten sonra Bay Shinton’a Bay Baljon ile yakın mıydınız diye sorar. Bay Shinton Bay Baljon ile yıllar süren bir hukukumuz var hala gittiğine inanamıyorum der.  Bunun üzeri Caroline Bay Shinton’a adaletsiz bir Dünya’da yaşıyoruz iyi olanlar her zaman erken gidiyor der.  Bay Shinton vasiyetnamede şato hakkında ne yazdığını merak ediyorum der. Bunun üzerine Caroline evet noterde görmüştük Bay Baljon’un en değer verdiği mülk olduğunu biliyoruz der. Bay Shinton umarım yeğeni Bay Baljon’un isteklerine saygı duyar. Bunun üzerine Matmazel Caroline amcasının isteklerinin yerine gelmesini sağlayacağım ama yine de şatonun bakıcısıyım der.

Jack nişanlısına iki koltuklu arabaları seviyorum başka birisini almıyoruz deyince nişanlısı Elisabeth umarım bunları Gerard ve Blanche duymaz der. Bunun üzerine sarışın adam nişanlısına seninle yalnız kalmak her şeye değer der. Akşam olduğunda Elisabeth ve nişanlısı Jack Bay Baljon’un şatosunda akşam yemeğine otururlar.  Bay Shinton bu akşam olduğundan da karanlık deyince Matmazel Caroline haklı olabilirsiniz Bay Shinton karanlığın sebebi fırtına olmalı elektrik aksamının bakılması gerek biliyorsunuz şato eki bu sebepten dolayı Bay Baljon şatoyu elden çıkarmak istiyordu şatoyu restore etmek servete mal olacaktı der. Bunun üzerine Blanche antika eşyalarının en büyük hayranlarından birisinin en büyük hazinesini satmak akıl kârı değil der ve sevgilisi Gerard katılıyorum diyerek Blanche’ın fikrini destekler.  Bu arada başka bir yerde bir grup genç barda dans ederek kurtlarını döker. Daha sonra Cinzia isimli siyah saçlı yirmilerinin ortasında genç kadın bara gelir ve Joseph adlı işletme sahibine duydun mu Bay Baljon’un mirasçısı gelmiş der.  Josesph haberim olmadı der. Bunun üzerine kadın birdenbire bir şato buldu artık koca bulması artık zor olmaz der. Daha sonra telefonla birisiyle konuşur ve telefondaki şahsa tamam canım geliyorum der.  Bu arada Cinzia’yı bakışları ile kesen adam Cinzia’ya senin nişanlın çok şanslı deyince Cinzia adama nişanlım hem şanslı hem de aşırı kıskanç deyip hesabını ödeyip bardan çıkar.

Jack bu şatonun satışını aceleye getirmeyelim nişanlım Elisabeth amcasının vefatı ile kalan tek akrabasını kaybetti ve şu anki durumunda şatoyu satması mümkün değil der. Matmazel Caroline Jack’e endişelerinizi anlıyorum lakin bilmediğiniz bir hususu belli edeyim Bay Baljon sürekli şatoyu elden çıkarmayı söz ediyordu ölmeden önce şatonun satışı ile ilgili planlar yapıyordu der. Bunun üzerine Bay Shinton Bay Baljon’un niyetlerini bana anlatmaması epey ilginç kendisi bu şatoya çok bağlıydı der. Bunun üzerine Elisabeth amcam şatoyu satmak istese bana bahsini ederdi der. Caroline Elisabeth’e ama burada değildiniz deyince Elisabeth yine de amcam bir mektup yazarak niyetini söylerdi Bay Shinton amcam bana yazmış mıydı diye sorar. Bunun üzerine Matmazel Caroline Elisabeth’e benim sözlerimi sorguladığınıza dair şüphe duymaya başladım amcanızın sizi planlarına dâhil etmesinin sebepleri vardı der.  Bunun üzerine Elisabeth ailem öldükten sonra amcam benim vasim oldu ve benimle ilgilendi şayet şatoya niyeti olsaydı bundan ilk benim haberim olurdu deyip ağlamaya başlar. Bunun üzerine Jack Elisabeth amcasının ölümüyle çok sarsıldı bu nahoş muhabbeti kesersek iyi olur dedikten sonra bütün herkes yemek odasından çıkar.

Matmazel Caroline Eisabeth’e sizi odanıza götüreyim deyince Elisabeth gerek yok ben çocukken kaldığım odada kalmak istiyorum der.  Bunun üzerine Caroline Elisabeth’e durun bekleyin der ama Elisabeth odanın kapısını açar.  Odaya giren Elisabeth elli tekerlekli iskemleye bağlı aklı gitmiş bir kadınla göz göze gelir ve korku içinde odadan çıkar. Korku şaşkınlık içerisinde Caroline’ye kim bu kadın sorar. Matmazel Caroline Elisabeth’e söyleyemediğim için mahzur görün o odada Jeanette kalıyor der. Duydukları üzerine daha da şaşıran Elisabeth Matmazel Caroline’ye ama Jeanette hayat doluydu deyince lafa karışan Jack Jeannette’de kim diye sorar. Elisabeth amcamın sekreteri kaza geçirmişti öldüğünü sanmıştık der. Bunun üzerine Caroline zavallı Jeanette geçirdiği kaza sonrası hem bedeni hem de zihni hasar aldıktan sonra amcanız Bay Baljon Jeannette’in bakımını üstlendi der. Bu arada Jeannete konuşmaları anlar gibi dinlediğini anlarız. Gece olduğunda Matmazel Caroline odasında parfüm sürüp saçlarını tararken içeri kimliği belirsiz birisi girer ve Matmazel Caroline ile yiyişir

Sabah olduğunda biri yaşlı biri genç iki adam şatonun dış duvarına sıva yaparken yaşlı olanı el arabasıyla saksı taşıyan yetmiş yaşlarında bir adamı görür ve genç duvar işçisine yaşlı Andree Bay Baljon’un ölümüne tek üzülen kişi o dedikten sonra genç ameleye arabasını al diye buyurur. Genç amele yaşlı Andree’in yanına gelip el arabasını alabilir miyim diye sorar. Bunun üzerine Andree saksıları indireyim dedikten sonra el arabasını genç ameleye verir. Yaşlı Amele Andree’ye mirasçılar geldi mi diye sorar. Andre Bay Baljon’un yeğeni Elisabeth geldi kızı çocukluğundan beri tanırım şimdi büyümüş nişanlısı ve diğer iki arkadaşıyla beraber gelmiş der. Daha sonra yaşlı amele işimiz bitti faturayı kime bırakıyoruz diye sorunca Andree şu anda kimse yok herkes vasiyetnamenin okunması için avukata gitti der. Bunun üzerine yaşlı amele paramız ödenirse sorun olmaz deyip genç ameleyle beraber gider.

Şato içinde vasiyetnameyi okuyan avukat birçok vasiyetnamenin aksine bu durum epey belli Bay Baljon yeğeni Elisabeth’i tek mirasçısı olarak belirlemiş konu hakkında söylenecek bir şey yok der. Elisabeth avukata teşekkür edince avukat Elisabeth’e rica ederim görevim iki gün içerisinde miras ile ilgili evraklar yollanacaktır der. Daha sonra Elisabeth bu şatoyla canı gönülden ilgilenen Matmazel Caroline’ni yanımızda tutmayı planladığımızı belirtmek isterim diyerek Caroline’ye laf sokar. Bunun üzerine Matmazel Caroline Elisabeth’e teklifiniz için teşekkür lakin böyle işleri aceleye getirmemiz gerekir der. Lafa karışan avukat Elisabeth haklı Bay Baljon’un açıkça vasiyetnamesinde belirtiği gibi Bay Baljon Matmazel Caroline’nın şato ile ilgilenmesini belirtmiş der. Daha sonra avukat Elisabeth’i tebrik edip şatodan ayrılır.

Öğle vakti Elisabeth ve Jack ormanda gezinirken elinde tüfeği plan bir şahıs arkalarından durun nereye gidiyorsunuz deyince Elisabeth ve Jack arkalarını dönerler. Bunun üzerine eli tüfekli şahıs sizi korkuttuysam özür dilerim ama bataklığa doğru gidiyordunuz der. Bunun üzerine Elisabeth amcam burada bir bataklık olduğunu hep söylerdi teşekkür ederim mösyö deyince tüfekli şahıs adının Reynaud Paul Reynoud olduğunu söyler. Daha sonra Paul Elisabeth’e sizinle komşu olduk bende şuradaki evin sahibiyim der. Elisabeth Paul’a güzel bir evmiş deyince Paul sizin haşmetli şatonuzun yanında hiç kalır der. Bunun üzerine Jack Paul’a şatoyu satın almak istemiştiniz değil mi diye sorar. Bunun üzerine Paul evet ama nasıl öğrendiniz diye sorunca Jack rahmetli Bay Baljon’un bakıcısı Matmazel Caroline söylemişti der. Paul Jack’e umarım Matmazel Caroline şato için ne kadar teklif ettiğimi söylemiştir der. Bunun üzerine Elisabeth bu konuyu açmak için biraz erken zaten elimize gerekli evraklar geçmedi başka bir sefer bu konuyu konuşuruz der. Paul pekâlâ dedikten sonra Jack ve Elisabeth’in yanından ayrılır. Şatonun arazisinde dolanan iki sevgili resim çizmekle uğraşan Cinzia ile karşılaşır. Cinzia Elisabeth’e Bay Baljon’un yeğeni olmalısın deyince Elisabeth Cinzia’ya nereden bildiniz diye sorar. Cinzia küçük yerlerde haberler tez duyulur der. Bunun üzerine Elisabeth Cinzia’ya Londra’dan yeni geldim misafirim olursan çok sevinirim dedikten sonra Cinzia’ın yanından ayrılır.

Akşam olduğunda Bay Shinton artık burada yapabileceğim bir şey kalmadı diğer işlerimle ilgilenmek için Londra’ya gideceğim der. Bunun üzerine Elisabeth Bay Shinton’a fikrinize karışmak gibi olmasın ama şatonun satışı için kalıp önerilerde bulunmazını isterdim der. Bay Shinton Eisabeth’e niye şatoyu satmayı düşünüyorsun paraya mı ihtiyacın var diye sorunca Elisabeth konu para meselesi değil amcamın gerçekten şatoyu elden çıkarmak istediğini ve dün Jack ile Paul Reynaud adlı bir beyle tanıştık der. Konuşmasına devam eden Elisabeth Bay Reynaud amcama şato satışı ile ilgili bir teklif sunmuş ve amcamda teklife olumlu gözle bakmış der.  Bunun üzerine Bay Shinton Elisabeth’e bu amcanın istediği şey değildi der. Şaşıran Elisabeth ama o zaman Bay Reynaud niye Matmazel Caroline’nin dediklerinin aynısı söyledi der.  Bunun üzerine Bay Shinton Elisabeth’e bilmiyorum ayrıca anlamadım belki bazı evraklara göz atınca amcanızın aslında satmak istemediğine anlarsınız der. Elisabeth Bay Shinton’a pekâlâ o zaman siz ve amcamın satış konusunda ne bildiğinizi anlatırsanız minnettar kalırım der. Bay Shinton tam aksine bakıcı bir şeyler buldu der. Bunun üzerine Elisabeth Bay Shinton’a tabi bu konuda daha çok bilgi sahibisiniz ama bu konuyu uygun bir zamanda konuşsak daha iyi olur der ve Bay Shinton ile Elisabeth odalarına çekilir.

Gece olduğunda kimliği belirsiz bir şahıs Bay Shinton’ın odasına girip masadaki belgeleri karıştırır. Kimliği belirsiz şahıs aceleyle masadaki belgeleri karıştırırken masa üstündeki eşyaların düşmesine sebep olur. Duyduğu seslere uyanan Bay Shinton kimliği belirsiz şahsa sen kimsin ne istiyorsun deyince kimliği belirsiz şahıs Bay Shinton’un gırtlağına yapışır. Bu arada Jeanette Bay Shinton’un odasından gelen seslere kulak kabartır ve kapı aralığından kimliği belirsiz şahsın Bay Sinton’ı sırtlayıp taşıdığını görür. Aynı esnada Elisabeth gördüğü kâbuslar yüzünden yatakta dönüp dururken çakan şimşek sesiyle aniden kalkar. Tekrar uyumayı deneyen Elisabeth birdenbire pencereden çıkan kocaman dal Elisabeth’i odadan korkuyla kaçmasına sebep olur. Elisabeth koridorda korku içinde Jack’e seslenir. Jack Elisabeth’e ne oldu diye sorunca Elisabeth Jack’e odamın penceresi birdenbire açıldı diye cevap verir.  Bunun üzerine Jack Elisabeth’e rüzgârdan bir dal parçası pencereden girmiş ama odada kalma pencere kırık der. Bu arada bakıcı Matmazel Caroline odasından çıkıp neler oluyor diye sorar. Jack mühim bir şey yok bir dalın azizliği der. Bunun üzerine Matmazel Caroline Elisabeth’e bir şey oldu mu iyi misiniz diye sorunca Elisabeth iyiyim teşekkür ederim der.  Jack’in gece vakti normal kıyafetlerle durması Matmazel Caroline’nin ilgisini çeker ve Jack’e gece vakti ne yapıyorsunuz diye sorar. Jack yazılarımla ilgileniyordum vaktin geçmesine yardımcı oluyor der. Bunun üzerine Matmazel Caroline Jack’e tatilde bile çalışır mısınız diye sorunca Jack gazeteciliğin tatili olmaz diye cevap verir. Daha sonra kimliği belirsiz şahıs bilinçsiz olduğu aşikâr olan Bay Shinton’ı sırtına alıp şatonun dışına taşır. Bu arada Cinzia ise gizlice şatonun altında bulunan dehlize girip detektörle bir şeyler aradıktan sonra dehlizden çıkar.

Ertesi gün resim yapan Cinzia çantasından telsiz çıkartıp birisi veya birileri ile bağlantı kurmaya çalışır ama ava çıkan Paul Reynaud’u görünce telsizi aceleyle çantasının içine koyar.  Daha sonra çalılardan gelen Paul’a beni korkutunuz Mösyö Reynaud der. bunun üzerine Paul Reynaud üzgünüm sizi ilham aldığınız sırada korkutmak istemezdim der. Cinzia çok şakacısınız Mösyö deyince Paul şaka yapmıyorum resimleriniz beni epey etkiledi der.  Bunun üzerine Cinzia gerçekten mi ama benden söz etmeyelim sizi son zamanlarda buralarda pek görmüyorum der. Lafı değiştirmek isteyen Paul gerçekten yaptığınız resmi beğendim deyince Cinzia Paul’a sizde soruları cevapsız bırakmada iyisiniz der. Bunun üzerine Paul Cinzia’ya benim gibi bir adamla ilgilenen bir kadının sorularını cevaplayamadığım için özür dilerim der. Cinzia Baljon şatosunu almak isteyen biri şimdi niye böyle davranıyor diye sorunca Paul doğru ama güzel bir kadının gözlerinde kaybolunca ne diyeceğini bilmiyor ayrıca bir mülkü satın almam için satılık olması gerek der. Cinzia doğru ama şatoyu almak için harekete geçtiğinizi sanıyordum ayrıca şatonun yeni sahibi ile tanıştınız mı satmaya niyeti var mı diye sorar. O konu hakkında konuştum ama itiraf etmeliyim ki başarılı olamadım bende sizi işinizle bırakayım der ve gider.

Elisabeth ve arkadaşları Matmazel Ciaudine eşiğinde mahzene inerler. Matmazel Caroline arkadaş grubuna merdivenlere nem yüzünden ıslak ve kaygan diye ikaz eder. En sonunda mahzene duvarda açılmış olan deliğe bakıp bu delik neyin nesi diye sorar. Matmazel Caroline eski bir tünele açılan önemsiz bir delik diye cevaplar. Bunun üzerine Gerard deliği gösterip burada yaşayan hayalet burada ikamet ediyordur diyerek espri yapar. Daha sonra Blanche Elisabeth’e bunları biliyor muydun diye sorunca Elizabeth Blanche’a kesinlikle bilmiyordum çocukken hiç buraya gelmedim diye cevap verir. Gerard mahzen epey ürkütücüymüş deyince Matmazel Caroline doğru ama daha korkunçları var dedikten sonra dört arkadaşı bir odaya sokar. Jack burasıda ne diye sorunca Matmazel Caroline işkence aletlerin muhafaza edildiği bir oda diye cevap verir. Balmumu heykelleri gösteren Elisabeth bunlar gerçekten var mıydı diye sorar. Matmazel Caroline biri hariç hepsi sanal karakterler der. Daha sonra öğle yemeğinde Matmazel Caroline asırlar önce Robin isimli bir beyzade atalarından birine âşık olunca işkence ne tesadüftür ki âşık olduğu kişinin adı da Elisabeth idi der. Bunun üzerine Blanche orta çağda geçen olayları hep korkutucu bulurum deyince Matmazel Caroline ortaçağda vuku bulan aşklar hep trajik bir sonla biter der.  Bunun üzerine Gerard böyle bir aşk yaşasam efsane olurdum der. Daha sonra Elisabeth lütfen devam edin Matmazel Caroline der. Konuşmasına devam eden Matmazel Caroline hikâyenin sonunda Robin’in öfkeli ruhunun bu şatoda dolandığı söyleniyor. Elisabeth alaycı bir tavırla ne güzel tek eksiğimiz hayalet der. Kâhya Eduard Elisabeth’in yanına gelip sıcak sütlü konyağınızı hazırlıyım mı diye sorar. Elisabeth Eduard’a içeceğimi yatmadan getir üşüdüm biraz der. Jack Elisabeth’ neyin var diye sorunca Elisabeth Jack’e herhalde mahzende soğuk kaptım diye cevap verir.   Matmazel Caroline hikâyenin sonunda şatoda gezinen hayaletin sevdiği kadının adını söyleyerek gezdiğini söyler. Bunun üzerine Elisabeth Matmazel Caroline’ye hayaletin sevdiği kadının isminin benim ismimle aynı olduğunu nereden biliyorsunuz ayrıca amcam neden bu hikâyeden bahsetmedi diye sorar. Matmazel Caroline Elizabeth’e açıkça amcanız sizi korkutmak istemediğinden söylemedi ama ben gece isminizi duyarsanız korkmamanız için uyarma amacıyla söyledim der.  Bunun üzerine Elisabeth Matmazel Caroline’ye anlattığınız hikâyeyi gerçek gibi anlatıyorsunuz diye sorar. Matmazel Caroline hikâyelerde her zaman gerçek payı yatar Elisabeth Hanım der. Jack Elisabetth’e gördün mü hayatım Matmazel Caroline seni korumak istemiş deyince Matmazel Caroline tabi ki hayaletlerden korumak için Jack Bey der.

Jack ile konuşan Elisabeth Jack’e ne garip bir şeyler hissediyorum ama ne olduğunu anlamıyorum ve Matmazel Caroline bir şeyler çeviriyor ama ne olduğunu kestiremiyorum hele anlattığı o ilginç hikâye deyince Jack Elisabeth sence amacı ne olabilir diye sorar.  Elisabeth bilmiyorum belki önsezi belki de yorulmuşumdur ama şu muhakkak ki amcamın şatoyu elden çıkarmanın sebeplerinden biride bu eski hikâye olabilir der. Bunun üzerine Jack Elisabeth’e sanmıyorum amcan bu tarz hikâyeleri ciddiye alacak mizaçta biri değildi der.  Daha sonra şatonun bahçesinde oturan Elisabeth bu garip duruma alışmalıyım derken birdenbire gelen ses yüzünden paniğe kapılan Elisabeth bu neydi diye sorar. Jack korkma yalnızca rüzgâr diye cevap verir. Daha sonra Jack Elisabeth’e sinirlerin harap olmuş senin der. Bunun üzerine Elisabeth Matmazel Carolina’nın anlattığı hayalet hikâyesi epey sinirimi bozdu der. Jack Eliabeth’e bu hayalet hikâyesi mevzusunu ciddiye alma der. Bu arada kimliği belirsiz adam Matmazel Caroline’nin odasında Matmazel Caroline’ye bu madde Elisabeth’in akli dengesini bozacak kendisi gerçeklikle hayali ayırt edemeyecek der. Bunun üzerine Matmazel Caroline ya işe yaramazsa deyince kimliği belirsiz şahıs Matmazel Caroline’ni sertçe tutup sarsarak planlarımı sorgulama der. Bunun üzerine Matmazel Caroline kimliği belirsiz şahsa planlarından şüphe duymayacağım dedikten sonra kimliği belirsiz şahıs ile yiyişmeye başlar.

Gece olduğunda Elisabeth yatağında kitap okumaya başlar ama bir süre sonra bu işlemi yarıda bırakır ve yatakta tedirgin bir şekilde bekler. Bir süre sonra Elisabeth yatakta anadan üryan ama sanki bilinçsiz gibi yatarken nişanlısı Jack eski püskü kıyafetlerle gelip Elisabeth ile yiyişmeye başlar ama daha sonra bunun şatoda dolanan gizemli adamın Elisabeth’e gizlice verdiği halüsinasyon sağlayan madde sayesinde olduğunu öğreniriz. Bu arada Elisabeth’in odasından gelen seslere uyanan Blanche Gerard’ı uyandırıp Elisabeth’in odasın bir takım garip sesler duyduğunu söyler. Bunun üzerine Gerard Blanche’a hayalet hikâyesine bayağı kaptırdın deyince Blanche ama gerçekten duydum der ama Gerard bir şey yapmamayı tercih eder. Sabah olduğunda Elisabeth bahçıvan Andree ile konuşur. Jeanette hakkında konuşur. Andree Jeannete ile konuşmaya çalıştığını ama sonuç alamadığını ayrıca köpek bile bağlanmayacak yerde tutulmasına üzüldüğünü belirtir.  Bunun üzerine Elisabeth Andree’ye eğer Jeanette’yi ziyaret etmem kendisini mutlu edecekse uğrarım ama kimseye söyleme deyince Andree söylemem Elisabeth Hanım der.

Bahçeye doğru giden Elisabeth sandalyeye oturmuş Jack’in yanına gider. Elisabeth Jack’e Bay Shinton’a ne olduğunu biliyor musun diye sorar. Bunun üzerine niye Bay Shinton’a niye bir şey olduğunu düşünüyorsun iş için gideceğini söylemişti der. Elisabeth ama Bay Shinton hoşça kal demeden gitti çok garibime geldi der. Bunun üzerine Jack Elisabeth’e adamın işi vardı gitti bunda garip bir şey yok ki der.  Elisabeth Jack’e her şey çok karmakarışık derken postacı gelir ve Elisabeth’e bir telgraf verir. Telgrafı okuyan Elisabeth Bay Shinton’ın erken ayrıldığı özür dilediğini okur ve daha sonra Elisabeth en azından hususi olarak söyleyebilirdi der. Jack Elisabeth’e en azından Bay Shinton’n başına bir şey gelmemiş zaten en küçük bir olayda en kötüsünü düşünürsen hayatını cehenneme çevirirsin der. Bunun üzerine Elisabeth hadi o zaman yemeğe gidelim der.

Lokantaya gelen Jack ve Elisabeth masalarına oturduktan sonra Elisabeth Bay Shinton hakkında şüpheleri olduğunu açıklayınca Jack Elisabeth’e Bay Shinton sana şato hakkında bazı evraklar yollayacaktı ama doğal olarak telgrafla yollamayacaktı der. Daha sonra garson yemek ve içki servisi yaptıktan sonra Elisabeth Jack’e Bay Shinton’ın yollayacağı evrakların ne hakkında olduğunu sorar. Jack Elisabeth’e şato hakkında bazı evraklardı ama doğal olarak bunlar telgraf yoluyla gönderilmeyecek kadar önemli der. Bunun üzerine Elisabeth acaba evraklar ne hakkında sorunca Jack keşke bilseydim tek bildiğim Bay Shinton evrakları senin görmen gerektiğini söyledi der. Bunun üzerine Elisabeth belki amcamın şatoyu satmak gibi bir niyeti olmadığını anlayabilirdik der. Bu arada yan masada oturan adam konuşulanları dinledikten sonra kimseye fark ettirmeden lokantadan çıkar.

Mahzene inen Matmazel Caroline gizli bir geçitten kimliği belirsiz şahısın saklandığı yere girer. Kimliği belirsiz şahıs şatonun içinde büyük bir miktar uranyum olduğunu yerini keşfettiğini söyler. Matmazel Caroline misafirler ne olacak diye sorunca kimliği belirsiz şahıs onlardan mümkün olduğu kadar çabuk kurtulmalıyız bağlantıda olduğum kişiler işleri çabucak halledersek hayal edemeyeceğimiz yüksek miktarda paraya kavuşacağız der. Bunun üzerine Matmazel Caroline her şeyi halledeceğiz deyip gider. Daha sonra lokantadan dönen Jack ve Elisabeth Elisabeth’in gördüğü kâbuslar hakkında konuşurlar. Jack eğer rahatsız olursan Blanche senin odanda yatsın deyince Elisabeth Blanche’ı rahatsız etmeyelim ayrıca kendi başıma idare edebilirim der. Daha sonra Jack ile öpüşen Elisabeth transa geçmiş gibi Jack’in yanından ayrılıp odasına girer. Daha sonra Elisabeth’in garip davranışlarının sebebinin kimliği belirsiz şahsın verdiği zihin bulandıran ilaç olduğunu anlarız. Aldığı ilacın etkisiyle Elisabeth Jack ile deliler gibi yiyiştiğini sanır.

Ertesi gün Elisabeth ve Cinzia muhabbet ederken Elisabeth Cinzia’ya şatoda çok fazla kalmak istemediğini belirtir. Lafa karışan Matmazel Caroline Elisabeth Hanım ile aynı fikirdeyim geceleri sanki geçmişten gelen varlıklar cirit atıyorlar sanki der. Bunun üzerine Cinzia Matmazel Caroline’ye bu tür eski mekânlarda böyle rivayetlerin olduğunu duymuştum der. Bunun üzerine Elisabeth belki bir alıcı çıkar. Cinzia belki benimle konuşan beyefendinin şato hakkında vardır deyince lafa karışan Elisabeth adamın adını hatırlamaya çalışır. Matmazel Caroline adamın adının Paul Reynaud olduğunu söyler.  Bu arada başka bir odada Gerard ve Jack konuşurlar. Gerard Jack’e bu şatoda bir şeylerin döndüğünü kabul etmelisin der. Bunun üzerine Jack evet ama ne deyince Gerard Jack’e senin yerinde olsam harekete geçerim der. Bunun üzerine Jack o zaman köşeye sıkıştığımız anlaşılabilir zaten buraya geldiğimizden beri Elisabeth’e şatoyu satması konusunda gizliden gizliye baskı yapılıyor der. Bunun üzerine Gerard Elisabeth yaşadığı stres yüzünden huzursuz neden onu alıp gitmiyorsun deyince Jack yapamam kocası değilim der.

Bahçeye çıkan Jack uşak Eduard ile karşılaşır. Uşak Eduard Jack’e uyku mu tutmadı Jack Bey diye sorar. Jack evet babamın bir lafı vardı uykuyu getirmenin en iyi yolu uzun bir yürüyüştür der. Bunun üzerine uşak Eduard akıllıca bir öğüt Jack Bey güzel yürüyüşler der ve Jack’in yanından ayrılır. Kâhya Andree’in yanına giden nasıl gidiyor diye sorar. Kâhya Andree nasıl olsun beyim işim hiç bitmiyor ayrıca şu köpek rahatsız edici olmaya başladı hiçbir şey yememeye başladı der. Jack bende fark ettim sürekli havlayıp duruyor der.  Kâhya Andree mozolenin orada takılıyor hayvanlar konuşabilseydi anlatacak çok ilginç hikâyeler anlatabilirdi der.  Daha sonra köpek kalkar ve gider. Bunun üzerine kâhya Andree Jack’e işte yine şapel kapısına gitti deyince Jack bunun bir nedeni olması gerek der. Elisabeth konyaklı sütünü içerken aniden gelen ses sayesinde korkar ve elindeki fincanı düşürür. Daha sonra uykusu gelmeyen Elisabeth kitapları karıştırırken kimliği belirsiz şahıs Elisabeth’i etkisiz hale getirir. Daha sonra kimliği belirsiz şahıs Eiisatbeth’i kucaklayarak dehlize indirir ve gizli bir bölmeye sokar. Gizli bölmede iki tane cübbeli adamla beraber Elisabeth’i bağlarlar. Daha sonra Matmazel Caroline gizli bölmeye iner ve cübbeli adamlara el işaretiyle Elisabeth’i kamçılamalarını emreder. Cübbeli adam bir süre Elisabeth’i hunharca kamçılar Matmazel  Caroline bir süre sadist bir zevkle Elisabeth’in kamçılanmasını seyrettikten sonra el işaretiyle kafi derecede kamçılandığı belirtir. Daha sonra cübbeli adamlar kor ateşte kızdırdıkları demirleri Elisabeth’e sokarlarken Elisabeth çığlıklar atmaya başlar ve korku içinde yataktan kalkar. Daha sonra Elisabeth’in odasına orta çağ kıyafetli çürümüş deriye sahip şahsı görür ve bayılır.

Ertesi gün Jack bu meseleyi daha ne kadar abartacaksın deyince Elisabeth Jack’e yalvarırım konuyu kapat burada yaşamaya katlanamam der. Daha sonra salona gelen Matmazel Caroline beni çağırmışsınız Elisabeth Hanım deyince Elisabeth seni Mösyö Reynaud’u çağırmanı onunla şu satış olayını konuşmak istiyorum der. Matmazel Caroline pekâlâ Elisabeth Hanım ben Eduard’ı çağırayım dedikten sonra Eduard’ın odasının zilini çalar. Salona gelen Eduard arzunuz nedir diye diye sorunca Matmazel Caroline Mösyö Reynaud’a gider misin onunla mühim bir konu hakkında konuşacağız der.  Eduard tam giderken Matmazel Caroline bir saniye Eduard kasabaya da uğrar mısın erzak alınması gerek der. Eduard gidince Mösyö Reynaud bu saatlerde hep evinde olur. Daha sonra Jack Elisabeth’e benim gazeteye telgraf çekmem gerekiyor kasabaya gitmem gerek der ve şatodan çıkar. Şatonun bahçesinde bahçıvan Andree ile laflar. Bahçıvan Andree Jack’e bahçede hayalet gibi bir şeyin doladığını söyler ama Jack denilenlere gülüp geçer. Jeanette’in odasına giren Elisabeth Jeanette’ye buradaki gizem beni yiyip bitiriyor korkunç kâbuslar ile başa çıkacak takastım kalmadı her şey Matmazel Caroline’nin anlattığı korkunç hayalet hikâyesiyle başladı der. Bunun üzerine Jeanette bir kâğıda güvende değilsin seni öldürmek istiyorlar yazar. Yazılanları gören Elisabeth Jeannete’ye uyardığın için teşekkür ederim der ama konuşmalarının Matmazel Caroline tarafından gizlice dinlendiğinin farkına varmaz.

Jack ve Andree kasabada bulunan lokantaya gelirler ve lokantada sürekli Jack ve Elisabeth’i gözetleyen adam tarafından göz hapsine alınır. Jack ve Andree’in masasına gelen lokanta sahibi Joseph Andree’ye uzun zamandır gelmiyorsun özletin kendini der. Bunun üzerine Andree Joseph’e yol uzun bende çok yaşlandım deyince Joseph Andree’ye öyle deme bizi cebimizden çıkartırsın der. Jack Joseph’e Mösyö Reynaud’u tanır mısın diye sorar. Joseph Mösyö Reynaud ‘un etliye sütlüye karışmadığını ama fazlasıyla ketum biri olduğunu belirtir. Daha sonra Joseph’in çırağı gelip erzakları şatoya götüreceğim deyince götür der. Daha sonra Joseph Eduard’ın uzun süredir kasabaya uğramıyor iyi mi acaba diye sorar. Joseph’in konuşması nedeniyle meraklanan Jack Joseph’e Eduard’a ne olmuştu diye sorar. Joseph haftalar önce bir kaza geçirmişti kanca elini boydan boya deşmişti kanamayı durduramayınca doktora götürdük o gün bugündür görmüyorum görürseniz selamlarımı illetin der.  Bunun üzerine Jack Joseph’e doktorun adresini verir misin deyince Joseph yolun sonunda tabela var oradan bulursun der. Jack Andree’ye benimle mi gelirsin yoksa kendin mi gidersin diye sorunca Andree ben yürüyerek giderim diye cevap verir. Bunun üzerine sürekli Jack’i göz hapsine alan adam Jack gidince şatoda gezinen kimliği belirsiz şahsı arar ve kimliği belirsiz şahıs adama Jack’in icabına bak emri verilir.

Doktorun yazıhanesine giden Jack doktora Eduard hakkında soru sorar. Doktor Eduard’ın mühim bir durumu yoktu eli kesilmişti bizde eli dikip bandajladık ama dikişlerini şimdiye kadar aldırması gerekiyordu der. Bunun üzerine Jack Doktorun elini sıkıp teşekkür ederim diyerek doktorun yazıhanesinden çıkar. Şatoya doğru yola çıkan Jack’in aracı Jack ve diğerlerini lokantada göz hapsine alan adam tarafından engellenir.  Adam Jack’e benimle şayet bir aptallık etmesen bir şey olmaz der. Jack adama araba kapısıyla vurduktan sonra adamın elindeki tabancayı atar. Daha sonra Jack adamla bir süre yumruklaşır ve bir süre sonra adamı etkisiz hale getirir. Bu arada kimliği belirsiz şahıs Jeanette’nin ağzını kapar ve tekerli sandalyesini itip balkona çıkarttıktan sonra balkondan atar. Jack şatonun önünde Paul Reynaud’un arabasının önünü keser. Arabadan çıkan Paul Reynaud Jack’e hayırdır diye sorar. Jack Paul Reynaud’a size bugün satış işlemi olmayacak Elisabeth bu öğlen şiddetli bir migren krizi geçirdi der. Bunun üzerine Paul üzüldüm durumu iyi mi diye sorar. Jack Paul’a sabaha kadar dinlenirse hiçbir şeyi kalmaz der. Paul Jack’e Elisabeth hanıma selamlarımı iletirseniz sevinirim dedikten sonra gider.

Mozole etrafında bulunan köpeğe sahibinin nerede diye soran Jack köpekle beraber mozole içine girer. Köpek Bay Baljon’un mezarının önünde garip hareketler sergileyince Jack mezar duvarını kırmaya başlar ve duvar kırılınca Eduard’ın çürümüş cesedi çıkar.  Daha sonra gizli laboratuvara giren Jack bir sürü deney malzemesi, kıyafet ve lateks maskeler görür. Gördüklerini incelemeye başlayan Jack arkasını döndüğünde Cinzia ile karşılaşır. Cinzia Jack’e gizli polis olduğunu şatonun altında uranyum yatağı olduğunu söyledikten sonra Jack’e yukarı çık benim bir takım evrakları bulmaya çalışacağım der. Yukarı çıkan Jack Eduard ile karşılaşır Jack Eduard’a elin nasıl deyince Eduard iyi cevabını verir. Eduard’ın elini kontrol eden Jack elin tertemiz olduğunu anlayınca sen sahtekârsın der. Bunun üzerine sahte Eduard Jack’e saldırır ve ikili arasında yumruklar ve kılıçlar konuştuktan sonra Jack sahte Eduard’ı etkisiz hale getirir. Sesleri duyan Gerard, Blanche, Elisabeth ve Matmazel Caroline salona gelir. Daha sonra Cinzia salona gelir ve sahte Eduard’ın uluslararası bir suçlu olan Stephane Barkos olduğunu şatoda fark edilmeden operasyonlarını sürdürmesinin sebebinin Matmazel Caroline’nin işbirliği sayesinde olduğunu belirtikten sonra Bay Shinton’ın cesedinin şatoya yakı bir su birikintisinde bulunduğu söyler. Bu arada tam Stephane saldıracakken köpek gelip Stephane’ın üzerine atlar ve Stephane’ın ölmesine sebep olur.  Daha sonra Barkos’un Eduard maskesini kaldıran Jack Barkos’un aslında Paul Reynaud olduğunu öğrenir. Ertesi gün Elisabeth Jack şatoda tek başına ne yapacağına karar veremeyeceğini açıklayınca Jack tek başına olmayacaksın der. ve film biter.







25 Eylül 2016 Pazar

Il Sofà

Filmimiz genç bir kadının Paris sokaklarında dolaştıktan sonra bir kafede oturup kahvesini içmesiyle başlar. Yaşlı şişman ihtiyar bir adam arabasıyla kafenin önünde durur ve genç kadını arabasına bindirmek ister. İlk başlarda genç kadın adamın teklifini kabul etmez ama adam ısrarını sürdürünce genç kadın arabaya binmek zorunda kalır. Genç kadın ve çirkin adam arka sokaklarda bulunan pespaye bir otele girerler. Otel kâtibesi ihtiyar çirkin adama odanın anahtarını verir ve daha sonra çirkin adam otel kâtibesine odanın parasını verir.  Odaya giren çirkin adam genç kadına adın ne diye sorar.  Genç kadın cevap vermeyince şişman ihtiyar adam konuşmayan kadınları severim diyerek kahkaha atıp soyunmaya başlar. Genç kadın soyunmaya başlayınca çirkin ihtiyar ağzının suları akarak genç kadına yamacıma gel der. Genç kadın tek bir kelime etmeden kel ihtiyarın uzandığı yatağa gelir. İhtiyar kel zevkle genç kadını okşarken genç kadından ne bir ses ne de bir tepki gelir. İhtiyar kel genç kadının üstüne çıkıp yerken genç kadın babasının ölümüyle ilgili sözleri düşünüp ihtiyarı üstünden atar.  Genç kadının verdiği tepkiye şaşıran ihtiyar kel neyin var deli misin der. Genç kadın zihninde sen öldürdün sesleri duyar ve kel ihtiyara odadaki eşyaları fırlatmaya başlar. Kel ihtiyar genç kadına ruh hastası kendine gel der ve genç kadın eliyle aynayı parçalar. Daha sonra kesilen eline bakan genç kadın bayılır ve kel ihtiyar otelden çıkar.

Takım elbiseli bir adam malikâne dış kapısında kâhyaya kontes ile konuşmam lazım der. Kâhya kontes kimseyle görüşmek istemiyor seni göremez deyince kontesle konuşmak isteyen adam kahyaya bekle sana kartımı veriyim der. Karta bakan kahya adamın Mario Marcello adlı bir moda fotoğrafçısı olduğunu öğrenir. Daha sonra kâhya Mario’ya sen bana yakışıklı mı dedin der. Mario kâhyaya bayağı eşcinsele benziyorsun der. Sinirlenen kâhya Mario’ya beni öfkelendirmeden voltanı al der. Bunun üzerine Mario bahçe duvarına tırmanır ama kâhyaya yakalanır. Durumu kâhyaya izah etmeye çalışan Mario kâhyanın tüfek doğrultturması sonucu duvardan iner. Bu arada otuzunun ortalarında sarışın bir kadın yorgan altında yatan Camilia adlı kadına kocan öldüğünden bunalımdasın diyerek Camilia’ın yorganını çekince Camilia’ın Paris’te bulunan salaş otelde kel ihtiyarla yatan kadın olduğunu anlarız. Sarışın kadın Camilla’yı kendine gelmesi için banyoya sokar daha sonra banyo faslı bittikten sonra sarışın kadın Camilla’yı yavaş ve yumuşak bir şekilde kurutur.

Sarışın kadın arabasına binerken Mario hızlıca arabaya sizinle konuşmam gerek kontes diyerek arabaya biner. Mario’un arkasından gelen kâhya Mario’ya tüfek doğrultup in arabadan serseri diye bağırır. Bunun üzerine sarışın kadın kâhyaya beyefendiyi ben dışarı çıkaracağım sen kapıyı aç der. Kâhya karşı çıkınca benle münakaşaya girme der ve kâhya sarışın kadının emrini yerine getirir.  Sarışın kadının sürdüğü araba ile yola çıkan Mario sarışın kadına malikânede düzenlenen geleneksel moda defilesi hakkında soru sorar. Sarışın kadın cevap vermeye yanaşmayınca Mario sarışın kadına suskunluğunuz nedeni maddi mi yoksa manevi nedenlerden mi diye sorunca sarışın kadın ben Kontes Pazzanti değilim der.  Bunun üzerine Mario hayal kırıklığı içerisinde avuçlarına kapar. Daha sonra sarışın kadın başka bir evde Mario ile ateşli bir şekilde sevişirler. Sevişme bitince Mario adının Mimi olduğunu öğrendiğimiz sarışın kadına bu çok ani olmadı mı diye sorar. Mimi Mario’ya yalnızca bazı hususları öğrenmek istedim der. bunun üzerine Mario ne öğrendin diye sorunca Mimi erkeklerin anlaşılmaz bir yapıda olduklarını öğrendim diye cevapladıktan sonra kalkar ve telefon açar. Mario ne yapıyorsun diye sorunca kontesle randevu istemiyordun dedikten sonra telefonun meşgul olduğunu söyler. Yatağa geri dönen Mimi Mario’ya alternatif tedavilere inanırım şaka bir yana Camilia ile tanışmanı istiyorum ona neler yapacağını merak ediyorum der. Daha sonra Mimi aşırı uğraşlardan sonra Mario için arkadaşı Kontes Camilia Pazanti’den randevu koparır.

Ertesi gün Mario malikânenin bahçesinde Kontes Pazanti ile buluşur. Mario kontese İngiliz moda tarzının İtalyan moda tarzıyla uyuştuğunu belirtir. Konuşmasına devam Mario büyük dedesinin on dokuzuncu yüzyılda dönemin en iyi ressam ve heykeltıraşıydı arkadaşı Corgano ile bir Rus asilzade için düelloya tutuşmuşlardı ama daha sonra Rus asilzadesinin güney Torino genelevinde çalışan bir hayat kadını olduğunu anlaşılınca Corgano ile büyük dedem tekrar arkadaş oldu der. Bunun üzerine Kontes Camilia Mario’ya tarih konusunda epey bilgilisiniz Bay Marcello deyince Mario övünmek gibi olmasın ailem sayesinde tarih ile alakalı bir birey oldum der. Kontes Camilia Mario’ya sizi akşam yemeğine davet ediyorum menüde portakallı ördek olacak ayrıca kahveyi yalnız başına içmekten haz duymam bu arada Corgano haçlı seferleri esnasında ölmüştü der. Akşam olduğunda malikânenin salonunda içki içen Mario duvarda asılı olan kadın tablosuna kadeh kaldırıp şerefinize leydim der. Salona gelen Kontes Camilia büyükanneme iltifat etiğiniz teşekkür ederim der. Daha sonra Mario ile yemek sofrasına oturan Kontes Camilia yemek menüsünü size haber vermeden değiştirdiğim için özür dilerim der. Mario istiridyeyi yemekte zorlanınca Kontes Camilia Mario’ya istiridyeyi eline al bazıları üstüne limon sıkmayı yeğler ama ben sıkmam tek bir seferde ağzına alma yavaşça ağzına al aroması ağzına dağılsın der.  Bu arada Mario şehvetli bir şekilde istiridye yemesini hayran gözlerle seyreder.

Gece gezmesi için hazırlanan Mimi ayakkabılarını ararken yerde bir gazete kupürü bulur. Gazete kupüründe Helena Kochaeli adlı bir kadının babasının ölümünün çözülmediği yazar.  Daha sonra diskoteğe giden Mimi dans pistinde kurtlarını döktükten sonra diskoteğin tuvaletinde bir adamla sevişmeye başlar. Sevişme esnasında Mimi adamı itince adam Mimi’ye ne yaptığını sanıyorsun deyince Mimi seninle uğraşamam telefon etmeliyim diyerek tuvaletten çıkar. Malikâneyi arayan Mimi hizmetçiye Kontes ile konuşmak istediğini belirtir ama hizmetçi Kontesin müsait olmadığını Bay Marcello’yu malikânede gezdirdiğini söyler. Ertesi gün Camilia ile konuşan Mimi Mario’da Antonio Kochaelli ilgili gazete kupürünün bence bu Mario fotoğrafçı falan değil Antonio’un tutuğu özel bir hafiye der. Bunun üzerine Camilia Antonio zavallı babamı kandırıp tüm malvarlığına el koymuştu  ama intikam arzumun ateşlediği hırsla eskiden sahip olduğum her şeye tekrar sahip oldum Mario ile kendi yöntemlerimle ilgileneceğim der. bu arada Mario Helena ile telefonda konuşup Camilia hakkında bir şey bulamadığını belirtir.

Ertesi gün ormanda Mario ile atla gezinen Camilia daha sonra Mario ile sevişir. Bu arada Mimi beraberinde getirdiği adamla beraber malikânede bulunan odalara gizli kamera yerleştirir. Akşam olduğunda Camilla’yı arayan Mimi yanında getirdiği adamın yatakta bir işe yaramadığına ama teknik işlerde biçilmiş bir kaftan olduğunu söyler. Daha sonra Mario fotoğraf çekimi getirdiği modeller ile fotoğraf çekimi yapar ama Mario modellere kaba bir şekilde direktiflerde bulunur. Çekim bittikten sonra Katia ve Jessica adlı iki model Mario’un kaba tavırlarından bıktıklarına belirtikten sonra lezbiyen ilişkiye girerler ama Camilia’ın onları odaya yerleştirilmiş gizli kamera aracıyla seyrettiğini fark etmezler. İki kadın birbirleriyle sevişirken Camilla iki kadını seyrederek kendisini tatmin eder.

Ertesi sabah Jessica Katia’ya işe koyulmasını söyler.  Katia Jessica’ya bu dürbünler ne için diye sorunca iki güvercini izlemek için diye cevap verir.  jessica dürbünle sabah koşusu yapan Camilia ve Mario’yu izler. Bir süre koşan Mario Camilia’yı göremez ve nereye gitti diye bakınırken Camilia’ya denizden anadan üryan biçimde çıkar ve Mario’ya büyükannem böyle şakaların ilişkiyi güçlendirir deyince Mario ama buna eşek şakası denir der. Bunun üzerine Mario’un yanına gelen Camilia Mario’ya oral seks uygular. Daha sonra Katia Camilla’nın hizmetçisiyle konuşur. Hizmetçi Katia’ya bir şey bilmediğini söylerken Katia çekmeceden bir kâğıt alır. Kâğıtta yazılanları okuyan Katia kâğıtta kalp krizi geçirmeye yarayan bir ilacın varlığını öğrenir. Katia hizmetçiye Kontes Camilla’nın ilaçlarını nerede sakladığını sorar. Hizmetçi önce Katia’ya cevap vermek istemez ve bunun üzerine Katia merak etme bir şey olmayacak deyince hizmetçi Kontes Camilla’nın ilaçlarını odasında sakladığını söyler. Bu arada Jessica ise kâhyaya Camilia’ın kocasının ölümüyle ilgili sorular sormaya başlar. Kâhya Kont Kochelli öldüğü esnada her şeyin Arapsaçına döndüğünü kızı neredeyse aklını yitirdiğini söyler. Bunun üzerine Jessica peki karısı ne tepki gösterdi diye sorunca kâhya başkalarının hayatına salça olan meraklılarından hoşlanmam der. Jessica kâhyaya nelerden diye sorunca kâhya ve Jessica garajda sert bir sevişme yaşarlar. Daha sonra Camilia’ın odasına girip çekmeceleri karıştıran Katia Camilia tarafından yakalanır. Katia Camillia’ya başım ağrıyor bende ağrı kesici hap arıyordum der. Bunun üzerine Camilia Katia’ya baş ağrısı yalnızlık kadar rahatsız edicidir özellikle tam zevk alırken seviştiğin kişinin ölmesi zevki ziyadesiyle bozar dedikten sonra Katia ile yiyişirler.  Malikânede bulunan odaların birinde Jessica ve Katia Camilia’ın suçlu olduğuna dair somut kanıtlar ve şahitler bulduklarını belirtirler. Mario kesin üslup ile Katia ve Jessica’ın dediklerini onaylamaz ve bu arada Camilia onları gizli kamerayla gizlice izler.

Ertesi gün Mario Camilia ’ya çekimlerin bittiğini Milano’da bulunan bir defileye gideceğini söyler. Bunun üzerine Camilia Mario’ya gitmeden yöredeki bağların mahsulü olan şarabı tatmasını söyler. Şarabı içen Mario içen daha sonra kendisini bir zindanda Katia ve Jessica ile beraber bağlanmış çıplak bir şekilde bulur. Daha sonra Mario’un yanına birtakım maskeli kişiler gelir ve pembe peruklu bir kadın Mario ile hunharca sevişmeye başlar. Daha sonra maskeli kişiler Jessica ve Katia ile sevişmeye başlarlar.  Grup seks sonlanınca maskeli şahısların Camilia, Mimi ve malikâne çalışanları olduğunu öğreniriz. Camilia kocasının seks düşkünü bir adam  olduğu ve kalp krizi geçirmesine neden olan ilacı cinsel gücü artırıcı olarak kullandığını söyler ve film biter.


Beauty Contest Caper

  Filmimiz Shaggy ’in yemeğe çıktık tabelasını asmasıyla başlar. Shaggy Scooby ’ye kimse...