Büyük bir malikânede elli yaşlarında bir adam Tanrı provokatörlük
yapan çocuklarını hor gördü ve inancı olmayan çocuklarımdan yüzümü saklayacağım
onlar bana kibirleri ve kıskançlıkla yaklaştılar. Onlar insan değildi aptal
kavimi öfke ile tahrik edeceğim ve içimdeki ateşim cehennemin dibine kadar
tutuşturacağım ve onun yükseltmesi ile Dünya’yı yutacağım dağların temelini
ateşe vereceğim habislikler ekeceğim ve okları onlara döndüreceğim acı yok
oluşun altında açlıkla yanarak ölecekler der ve Rufus’u çağırır. Elli yaşlarındaki
adam Rufus’a hanımefendi döndü mü diye sorar. Rufus hayır yağmur ve fırtına
dolasıyla dönmedi der. Bunun üzerine elli yaşlarındaki son yirmi gündür böyle
deyince Rufus hanımefendi belki hayır yemeğindedir der. Elli yaşlarındaki adam peki yeğenimden durum
nasıl diye sorar. Rufus odasında uyuyor der. Bunun üzerine Rufus başka bir şey var mı diye
sorunca elli yaşlarındaki adam bir şey yok karının eteği altında saklanmaya
devam edebilirsin der.
Başka bir yerde kadının biri fırtınaların tanrısı cennet ve
Dünya’nın efendisi gazabını gösterirken iyiliğini ve merhametini de göster sana
yalvarıyorum der. Eve gelen Rufus karısına ben geldim der. Bunun üzerine Rufus’un
karısı yatağına git ben sana kısa bir zaman zarfında katılacağım der. Daha
sonra Rufus’un karısı tanrım bizi bu sefaletten kurtar der. Bu arada elli yaşlarındaki
adam bir mektubu açar. Mektupta kıyamet kitabının kıvrılmış sayfasına bak orada
ölümünün anahtarını bulabilirsin yazar. Mektubu yakan adam kıyamet kitabının
kıvrılmış sayfasına bakar. Kıvrılmış sayfada taşlı yolların üstünde bulunan sahtekârlar,
kuzgunlar ve leş yiyen yaratıklar etrafımı sarmış harlanan ateş rüzgâr ile
dağılıyordu ve yağmur hepsini söndürmüştü ve tanrı tüm insanları eşit yaratığı
düşüncesi ile avuttum kendimi hangi ırktan hangi sınıftan olursa olsun hep eşit
olurlar. Dört elementten yarattı bizi toprak bizi gömdü rüzgâr bizi kamçıladı
su bizi boğdu ateş bizi yaktı yazar. Daha sonra elli yaşlarındaki adam
birisinin içeri girmeye çalıştığını fark eder ve kaçar.
Elli yaşlarında adam malikânenin koridorlarında gezerken
maskeli bir şahısta onu izlemektedir. Maskeli şahsı fark eden adam kim var
orada der. Birdenbire maskeli şahıs adamı yakalayıp kelepçeleyip ağzını bağladıktan
sonra bahçeye çıkartıp canlı haldeyken gömmeye başlar. Malikâneye geri dönen Cecilia yanındaki adama
akşam için teşekkür ettikten sonra at arabasından iner. Malikânenin içine giren
Cecilia elli yaşlarındaki adamı yani kocası Archiebal’ı arar. Daha sonra yeğeni
Rita’yı uyandıran Cecilia Archiebal nerede diye sorar. Rita Rufus’a sor yenge
ben yatmaya gittiğimde onunla beraberdi diye cevaplar. Bahçeye inen Cecilia
Archiebal’ın cesedi ile karşılaşır ve şoka girer.
Sabah olduğunda olayı incelemek için polis müfettişi ve
doktor gelir. Bu arada Rufus uzak bir yerde zavallı efendim toprağa gömülmüş
diye ağıt yakarken karısı gelip geç içeri deyince Rufus gider. Doktor polis müfettişine
gömülmüş ve bileklerinde morluklar var elleri bağlanmış olabilir ama bunu
otopsi yapmadan cevaplayamam der. Bunun üzerine polis müfettişi bu deli işi mi
yoksa intikam işi mi diye sorunca doktor bilemeyiz ikisi de olabilir diye cevap
verir. Bu arada Archiebal’ın eşi yatağında gözyaşlarına boğulurken Rita
kahvaltısını getirir ve Cecilia’ya yapabileceğin bir şey yok yenge der. Bunun üzerine Cecilia Rita’ya o senin babandı
ve senin hiç umurunda değil gibi der. Rita öyle ama ağlamanın ne faydası var
onun yerine sana yardım etmeyi yeğlerim der. Bunun üzerine Cecilia alaycı bir
ses tonuyla ne kadar naziksin özelikle seni asla evlat olarak kabul etmediğim
gerçeği varken der. Rita bu alışıldık bir durum annem Lord Archiebal Marion’ın
hizmetçisiydi ve bana baba demeyi yasaklatırmıştır ve soyadını vermedi der. Cecilia
Rita’ya demek bunun peşindesin deyince Rita her çocuk ailesinden bunu ve daha
fazlasını ister ilgi ister çocuklarından utanmalarını istemez der. Cecilia defol
arsız çocuk babana seni buraya getirmenin hata olduğunu söylemiştim der. Bunun
üzerine Rita özür dilerim yenge Lord Archiebal’ın ölümü beni derinden sarstı
der.
İçeri giren Deborah Cecilia’ya Rufus’u kilitlemek zorunda
kaldım Lord Marion’un ölümü onu derinden sarstı der. Cecilia Deborah’ya bu iş
siz ikinizin başının altından kalktı değil mi der. Deborah öyle olabilirdi ama değil bence
girişimlerde bulunan leydi de olabilir der. bunun üzerine Cecilia noter Loy ile
bağlantı kurmalıyız ve Baron Tobias ve eşini de haberdar etmeliyiz der. Deborah
hemen ilgileniyorum hanımım der. Deborah tam giderken Cecilia Deborah’ya Lord
Marion’ın son okuduğu kitabı biliyor musun diye sorar. Deborah evet kıyamet
kitabını okuyordu eminim der. Bunun üzerine Cecilia satırlardan birinin altı
çizilmişti der. Deborah bunda garip bir şey yok lordun kendisi çizmiş olmalı
der. Cecilia Deborah’ya ruhlara
inanmıyor musun diye sorar. Deborah hayır hanımım ne ruhlara nede hayaletlere
inanırım ama vasiyetlere ve miraslara inanırım deyip gider.
Noter Loy’un yazıhanesine giden polis müfettişi vasiyeti
görmek ister. Noter Loy üzgünüm müfettiş ama vasiyetnameyi ancak tüm
mirasçıların beraber olduğu bir toplantıda açabilirim der. Polis müfettişi
biliyorum Bay Loy fakat Lord Marion çok feci şekilde öldürüldü katilin
vasiyetnamede olmasından şüpheleniyorum der. Bunun üzerine noter Loy sizi
anlıyorum müfettiş bey ama vasiyetnameyi açarsam işimden olabilirim deyince
polis müfettişi noter Loy’a siz zarfı dikkatlice açın okuyalım ve yeniden zarfa
düzgünce sokalım ve kimse bileyecek der. Noter Loy yalnızca siz ve benim
vicdanım bilecek değil mi lütfen daha fazla ısrar etmeyin yalnızca
vasiyetnamenin sahibinin talimatlarını okuyabilirim der. Polis müfettişi siz
kazandınız Bay Loy der. Talimatı okuyan noter Loy vasiyetnamede adı yazılı olan
Leydi Cecilia Marion, kuzenim Baron Simon Tobias, eşi Leydi Marta Tobias,
gayrimeşru kızım Rita Derian ve hizmetkarlarım Rufus ve Deborah Potts’un Park
Malikanesinin kütüphanesinde toplandıktan yirmi dört saat sonra vasiyetnamenin
açıklanacağını söyler. Polis müfettişi Lord Marion’ı gayrimeşru kızı olduğunu
bilmiyordum acaba annesi kimdi diye sorar. Noter Loy annesi yıllar önce ölmüş
bir hizmetçiydi diye cevaplar. Daha sonra polis müfettişi noter Loy’a peki
Baron Tobias ve eşi ne olacak der. Noter Loy onlar Brighton’da yaşıyorlar
onlara telgraf yolladım der. İçeri giren noter Loy’un sekreteri Bayan Deborah
Potts sizinle görüşmek istiyor der. Bunun üzerine noter Loy Bayan Potts ile
kısa bir süre sonra görüşeceğim der.
Hizmetçi Deborah ile konuşan polis müfettişi kocanız nasıl
sinirleri düzeldi mi diye sorar. Deborah evet kendisi iyi şu anda der. Polis
müfettişi Deborah’ya çok bozuk sinirleri var tehlikeli olabilir sahip çıkın
der. Deborah endişe etmeyin müfettiş bey ona göz kulak oluyorum kötü bir şey olmamasına
mani oluyorum emin olabilirsiniz der ve polis müfettişi gider. Daha sonra noter
Loy’un sekreteri Deborah’ya Bayan Potts Bay Loy sizinle görüşecek der. Noter
Loy’un yazıhanesine giren Deborah Lord Marion’ın öldüğünü duymuşsunuzdur o
sebepten dolayı Leydi Marion vasiyetnamenin bir an önce uygulanmasını talep
ediyor der. Bu arada Rita karakolda polis müfettişine ifade veriyordur. Rita olay
olduğunda uyuduğunu Leydi Marion çığlıklarıyla uyandım ve aşağı indim Leydi
Marion’u çukurun kenarında baygın olarak buldum der. Polis müfettişi babanız ve
üvey anneniz ile ilişki durumunuz nasıl diye sorar. Rita bana çocukları olarak
kötü davrandılar bana hizmetçileri gibi davrandılar der. Polis dedektifi Rita’ya
hiç babanızı öldürmek aklınızdan geçti mi diye sorar. Rita evet beni sekiz
yaşındayken çok feci dövdüğünde istemiştim çocukluğum zorluklarla geçti der. Polis
müfettişi sizi dövmeye devam etti mi diye sorar. Bunun üzerine Rita darp
izlerini gösterir. İzleri gören polis müfettişi bunları onlar mı yaptı diye
sorar. Rita Leydi Marion yaptı sarhoş olduğunda tam bir canavara dönüşüyor der.
Polis müfettişi Rita’ya peki babanız buna ne diyordu diye sorar. Rita Lord
Marion Leydi Marion’a düzgün vursana aptal bir gün onu öldüreceksin dediğini
söyler. Bunun üzerine polis müfettişi Rita’ya peki bunları birisine anlatınız
mı diye sorar. Rita annem zenciydi babam ise Lord Marion’du İngiliz meclisinin
önemli şahsiyetlerinden biriydi kim beni dinlerdi ki diye cevap verir. Polis müfettişi
baş komiser tarafından çağrılır ve gitmeden önce Rita’ya şehir dışına çıkmayın der.
Baş komiserin ofisine giren polis müfettişine baş komiser
seni gören cennetlik nerelerdeydin diye sorar. Polis müfettişi noter Loy’un
yanındaydım diye cevaplar. Baş komiser polis müfettişini Scottland Yard
dedektifi Binbaşı Marc Brooks ile ile tanıştırır. Baş komiser bu bizim en
çalışkan polis müfettişimiz Bore bu da Scottland Yard’ın en parlak
dedektiflerinden Marc Brooks dedikten sonra baş komiser polis müfettişi Bore’a
dedektif Brooks’a bir davada yardımcı yardımcı olacaksın der. Bunun üzerine polis
müfettişi Bore ama efendim ben Lord Marion davası ile ilgileniyorum der. Binbaşı Marc Brooks bende Lord Marion davası
ile ilgileniyorum deyince polis müfettişi nasıl olur daha ölümü açıklamamıştık
der. Bunun üzerine Binbaşı Brooks Scottland Yard haberleri daha önceden
öğreniriz vasiyetname okunacaktı ne zaman okunacak diye sorar. Polis müfettişi Bore
Baron Tobias gelince okunacak diye cevaplar. Binbaşı Brooks Baron Tobias ve eşi yarın
gelecek der.
Devon oteline giden Binbaşı Brooks şüpheli gözlerle etrafı
süzerken şık giyimli bir adam ve eşi otel kâtibine kaç numaralı odada
kalacakların sorar. Otel kâtibi Baron Tobias’ın üç numaralı otelde kalacaklarını
söyler. Otel kâtibinin yanına giden Binbaşı Brooks yukarıya çıkanlar Baron
Tobias ve onun eşi değil miydi diye sorar. Otel katibi Binbaşı Brooks’a sizin
yanınızdaki odayı verdim der. Bu arada Baron Tobias eşi Marta’ya bu işi mümkün
olduğu kadar çabuk bitirmeliyiz der. Bunun üzerine Marta benimde istediğim bu
bir an önce şu kirli işi bitirmek der. Baron
Tobias karısı Marta’ya yakında endişe edeceğimiz bir sorun kalmayacak yeter ki
kendi selametin için sinirlerine hâkim ol der. Marta biliyorum cinayet
işleyecek kapasitedesin bana bir daha söylemen gerekmez der. Bunun üzerine
Baron Tobias bu beni ne kadar mutlu etti bilemezsin der.
Ertesi gün noter Loy Lord Archiebal Percival Marion’un
vasiyetnamesini okumaya başlıyorum iki zarf var biri normal ölüm halinde
açılacak zarf diğeri ise öldürülme halinde açılacak zarftır alışılmadık bir
durum söz konusu Lord Marion’un durumunu cinayet olarak kabul edebiliriz der. Bunun
üzerine müfettiş Bore hiç kuşku yok resmi otopsi sonuçları bunu kanıtlıyor der.
Noter Loy o zaman zarfı açıyorum deyip zarfı açar ve vasiyetnameyi okumaya
başlar. Vasiyetnamede ben Archiebal Percival Marion akli melikelerim yerinde
olarak hırslı katillerimi lanetleyerek ve onları mirasımdan men etmenin
mutluğunu sürüyorum yalnızca ölümümden kesin olarak mesul olmayan ve sebebi
olmayan tek bir kişiye kızım Rita Derian’a tüm mallarımı veriyorum umarım kötü
ve adaletsiz bir baba olduğum için beni affeder yazlıdır. Vasiyetname okunduktan
sonra ayağa kalkan Deborah bu olamaz Lord Marion vasiyetinde bizi katacağına
dair söz vermişti bu haksızlık hayatımızı ona hizmet ederek adadık diye
bağırır. Polis müfettişi Bore sessizlik
uyarısı yapar ve ben polis müfettişi Bore karıştığım için özür dilerim ama iyi
sebeplerim var bu yüzden toplantıyı erteliyorum yarın aynı yerde aynı saatte
toplanalım şimdi odalarınıza dönün der. Baron
Tobias umarım bu maskaralık yarına kadar sonlanır müfettiş Londra’da ilgilenmem
gereken önemli işlerim var der. Polis müfettişi Bore endişe etmeyin işimiz bir
iki güne kadar biter der.
Polis müfettişi Bore Rita’ın isteği doğrultusunda Rita’ın
kapısına nöbetçi diker. Bu arada Cecilia içtiği içkiler sayesinde zil zurna sarhoş
olmuştur. Aynı esnada kurukafa maskeli gizemli şahıs malikânenin içinde
dolanmaktadır ve Cecilia’yı görünce gizemli şahıs saklanır ve Cecilia Rita’ın
odasına girip Rita’ya tüm mala kendin mi konacaksın aşağılık diyerek Rita’yı
feci şekilde döver. Daha sonra odadan çıkan Cecilia gizemli şahsın saldırısını
uğrar ve etkisiz hale getirilir. Daha sonra gizemli şahıs Cecilia’yı deniz
kıyısındaki kayalıklara bağlayıp boğulmasını sağlar.
Binbaşı Brooks santrala beni üç numaralı odaya bağlayın der.
Üç numaralı odaya bağlanan Binbaşı Brooks Marta ile telefonda konuşur. Binbaşı Brooks
Marta’ya kocanızı hemen kaldırın ve Park Malikânesine gidin ehemmiyet gereken
konu var der. Bunun üzerine Marta bana bir saat müsaade edin der. Binbaşı
Brooks Marta’ya istediğiniz gibi gelin geceliğiniz bayağı güzelmiş deyince
sinirlenen Marta Binbaşı Brooks’a laubaliliğe tahammülüm yoktur siz kimsiniz
der. Bunun üzerine Binbaşı Brooks Scottland Yard her şeyi bilir Leydi Tobias
der ama aslında Binbaşı Brooks Baron Tobias ve eşini yan odadan
gözetlemektedir. Daha sonra kapı çalınır
ve kapıyı çalanın polis müfettişi Bore’dur. Polis müfettişi Bore Albert Pagan
ve yanında Çinli bir kadınla beraber geldi der. Binbaşı Brooks hiç şaşırdım kendisi
zaten hep gariplikler peşindeydi der. Bunun üzerine polis müfettişi Bore
Binbaşı Brooks’a Albert Pagan’ı tanıyor musunuz diye sorar. Binbaşı Brooks evet
biliyorum ailenin yüzkarası kimse onunla iş yapmak istemez Soho’da bir genelev
işletiyor diye cevaplar. Daha sonra polis müfettişi Bore Alfred Marrion’un da geldiğini söyleyince Binbaşı Brooks şaşırır ve nasıl biri diye sorar. Polis müfettişi Bore
iyi giyimli genç bir adam diye cevap verdikten sonra Binbaşı Brooks’a ne
yapayım diye sorar. Binbaşı Brooks onları Park Malikânesine gönder der.
Binbaşı Brooks yatakta yatan adama Eddie seni ihtiyar sarhoş
yeterince uyudun kalk artık der. Eddie
Binbaşı Brooks’a odamda ne işin var diye sorar. Binbaşı Brooks Eddie’ye senin uyanmanı bekliyordum
bugün kasımın yirmisi Lord Marion’un vasiyetnamesi okunacak beni iyice dinle
benim Scottland Yard’tan Binbaşı Brooks olduğumu sakın unutma anladım mı der. Eddie
anladım der. Tüm mirasçılar Park malikânesini salonunda noter Loy’u dinlerler. Noter
Loy Leydi Cecilia Marion’u bulamadığımızdan dolayı toplantıyı onsuz açıyoruz
aramıza yeni katılanlar da var Albert Pagan ve eşi ve Alfred Marion Albert
Pagan rahmetlinin kuzeni olurken Alfred Marion ise rahmetlinin gayrimeşru oğlu
olmaktadır Alfred Marion babası tarafından tanınmasına rağmen yıllardır
babasını bilmemektedir der. Konuşmaya devam eden noter Loy Alfred Marion’a
Londra’da ki bir hukuk firmasından hayat boyu maaş bağlanmıştır gereken
bilgileri polis müfettişi Bore verecektir der. Polis müfettişi daha önce
bahsettiğim gibi daha önce okunan vasiyetname düzensizdi bizde Londra’dan
yenisini aldık Park Malikanesine taşınmadan önce Lord Marion öncelikli bir
vasiyetname hazırlamıştı gizlice yazılan vasiyetname bugün okunacak bunun
nedeni birkaç sürpriz var kuzeni Albert Pagan ve gayrimeşru oğlunun varlığı
buna sebep oldu vasiyetnameyi Londra’dan gelen noter Pimperton okuyacak ben ise
özel işlerim nedeniyle ayrılıyorum der.
Kayalıklara
gelen polis müfettişi Bore doktora ne oldu diye sorar. Doktor Leydi Marion’ın
rüzgârın etkisiyle öldürülmüş olduğunu ve bunun Lord Marion cinayeti ile ilgili
olup olmadığını sorar. Polis müfettişi Bore aynı zihniyetin yaptığı aşikâr der
ve Park malikânesine döner. Noter Pimperton vasiyetnameyi okumaya başlar ama
aslında sahte Binbaşı Brooks’un iş ortağı Eddie’dir. Eddie Lord Marion’ın vasiyetnamesini okumaya
başlar. Vasiyetnamede Lord Marion mirasın şu şekilde pay edilmesi yazmaktadır.
Mirasın yüzde otuzu Albert Pagan’a İngiltere’ye dönüp namuslu şekilde yaşarsa
verileceği yazmaktadır. Lord Marrion’un oğlu Alfred’e mirasın yüzde otuzu verilmesi
yazar. Vasiyetnamede Lord Marion’un karısı Leydi Cecilia Marion’da mirasın
yüzde otuzu verilmesi yazar. Geri kalan mirasın yüzde onu Baron Tobias ve eşine
verilmesi yazar. İngiltere’deki taşımaz mallar ise Alfred Pagan ve Alfred
Marion arasında yarı yarıya paylaşılma kararı yazılmıştır. Baron Simon Tobias
ve eşi Marta Tobias’a Londra ’ki malikâneyi bakımı tamiri yapılması halinde
verilmesi şartı konulur. Vasiyetname Lord Marion’un ruhum umarım huzura kavuşur
sözüyle biter. Polis dedektifi Bore iki farklı vasiyetname farklı mirasçıların
varlığı ve Lord Marion’un cinayeti soruşturma yapmamı sağladı ve miras
işlemlerini askıya aldım Bay, Bayan Pagan ve Bay Marion bu malikânede kalacak
diğerleri ise soruşturma bitene dek hiç kimse şehir dışına çıkmayacak der.
Baron Tobias buna hakkınız yok diye çemkirince polis dedektifi Bore sessiz daha
konuşmamı bitirmedim bunun sebebi de Leydi Marrion’un ölümü soruşturmayı açmayı
sağladı olay çözülene dek hepiniz şüphelisiniz der. Alfred Rita’ın yanına gidip
benim kız kardeşim olmalısınız sizinle bu şartlar altında tanışmak üzücü
aslında sizinle daha önce tanışmadığım için üzgünüm der.
Albert
Pagan yemek masasında gülerek ne sahtekarsınız Leydi Marion öldüğü için
sessizliği büründük ama hepimiz o kaltaktan nefret ederdik der. Konuşmasına
devam eden Albert Pagan ne komik Lord Marion kibirli saygın havasında kendi
zalim sapkın doğasını saklıyordu derken Lord Marrion portesine bakar ve
kelimeleri ağzında kalır. Bunun üzerine Deborah devam edin Bay Pagan Lord
Marion hakkında ne anlatacaksınız der. Lafa karışan Alfred bence bu zaman
ölülerden bahsetmek için uygun bir zaman değil der. Albert Pagan’ın karısı
kocamı mahzur görün kendisi çok içti der. Albert Pagan bunun için üzgünüm odama
çekileceğim der. Mairu ve Albert Pagan Leydi
ve Lord Marion’un yatak odasına girerler. Mairu yatak odasının lanetli olduğunu
odanın içinde gezinen kötü ruhların varlığını hissettiğini söyler. Bunun üzerine
Albert bende korkuyorum Maiuru bu malikânede garip bir şeyler var der. Maiuru Albert’e
neden bahsediyorsun der. Albert kuzenim Lord Marion’u yirmi sene önce görmüştüm
o zamanlar gençtim ama Lord Marion genç değildi yirmi sene içerisinde Lord
Marion gibi birisi asla değişmez der. Mairu ne demek istiyorsun der. Yemek
odasındaki porteye baktın mı o adam Lord Marion değildi der. Bu arada Rufus’da
konuşmalara kulak misafiri olduktan sonra gider. Mairu Albert’e eğer iste
ölüleri ruhunu çağırabilirim ve bu gizemi çözmelerini sorabilirim bunun üzerine
Albert yap Maiuru’ya batıl inikatlara inanmam ama yine de dene belki
başarabilirsin der
Rita Alfred’e son yıllarda babam kötü bir huydaydı sert ve
inatçı bir hali vardı gerçek bir baba gibi değildi ama ilk vasiyetnamede tek
mirasçı olarak beni yazmıştı der. Alfred bir dakika deyip elini tutunca Rita elini
çeker. Bunun üzerine Alfred Rita’ya ne oldu sorun nedir anlatacak mısın diye
sorar. Rita sorunun babasının karısı olduğunu ve onu kemerle dövdüğünü söyler. Alfred
Rita’ya ne yapmıştın diye sorar. Rita sarhoştu ve miras konusunda öfkeliydi ilk
sefer değildi babamda bana kötü davranırdı der. Bunun üzerine Alfred Rita’ya
her şey geçti artık odana gidebilirsin odam tam karşısı bir şeye ihtiyacın
olursa gel kardeşim der.
Ruh çağırma seansına başlayan Maiuru gezinen ruhlar karanlıkta kalmayın kendinizi bu evde gezinen adamın ruhu ile gösterin varlığınızı hissedeyim der. Daha sonra Maiuru seni hissediyorum seni duyuyorum yakına gel ve konuş kim olduğunu söyle gizem çözülsün ruhun acı içinde seni öldüren kim eğer sen Archiebal Percival Marion isen ileri çık der. Karanlıktan Rufus gelir ve Maiuru’yu ve Albert’i bıçaklayarak öldürür. Daha sonra Rufus’un peşine polisler düşer ve Rufus polislerden kaçarken ağır yaralanır ve hastaneye kaldırır. Mahzene giden Deborah maskeli katil tarafından gafil avlandıktan sonra katil Deborah’ya gazyağı döktükten sonra Deborah’yı canlı olarak yakarak öldürür.
Ruh çağırma seansına başlayan Maiuru gezinen ruhlar karanlıkta kalmayın kendinizi bu evde gezinen adamın ruhu ile gösterin varlığınızı hissedeyim der. Daha sonra Maiuru seni hissediyorum seni duyuyorum yakına gel ve konuş kim olduğunu söyle gizem çözülsün ruhun acı içinde seni öldüren kim eğer sen Archiebal Percival Marion isen ileri çık der. Karanlıktan Rufus gelir ve Maiuru’yu ve Albert’i bıçaklayarak öldürür. Daha sonra Rufus’un peşine polisler düşer ve Rufus polislerden kaçarken ağır yaralanır ve hastaneye kaldırır. Mahzene giden Deborah maskeli katil tarafından gafil avlandıktan sonra katil Deborah’ya gazyağı döktükten sonra Deborah’yı canlı olarak yakarak öldürür.
Polis müfettişi Bore her şey açığa kavuştu özellikle
vasiyetnameler hakkındaki gerçeklerde açığa kavuştu bir vasiyetname sahte Lord
Marrion tarafından yazıldı diğer vasiyetname ise gerçek olanı ise Londra’da
gerçek Lord Marrion tarafından yazıldı der. Konuşmaya devam eden polis
müfettişi Bore Londra’da mirasın asil miras olduğunu onun uygulanacağını
söyler. Bunun üzerine Rita odasına giderken Alfred Rita’ya nereye gidiyorsun
der. Rita eşyalarımı toplayıp gideceğim der. Alfred yarın yaparsın birlikte
gideriz der. Rita Alfred’e ne diyorsun bütün bu saçmalığı unutun mu biz kardeş
değilmişiz ben babanın katillerinden birinin kızıyım der. Bunun üzerine Alfred
dinle beni Rita kardeş olmamamız beni aslında sevindirdi yeni olasılıklara kapı
açabiliriz deyince Rita gülümser.
Baron Tobias yeni evin şerefine içelim der ve içkisini
yudumlar. Daha sonra Baron Tobias eşi
Marta’ya geçmişte olanlar için beni affeder misin diye sorar. Marta bilemiyorum
artık maddi açıdan artık rahatız ve yalanı sürdürmemize gerek yok der. Baron
Tobias her şey çok iyi gitti deyip Marta’yı öpmeye çalışınca git başımdan
kendimi iyi hissediyorum diye bir katilin koynuna girmem ben der. Bunun üzerine
Baron Tobias Marta’ya bir gün seni öldüreceğim der. Sahte Binbaşı Brooks bütün
olanı anahtar deliğinden dinler. Daha sonra içeri giren Eddie sahte Binbaşı
Brooks’a anahtar deliklerinden gözetleme yeni çıktı galiba der. Sahte Binbaşı Brooks o Baron Tobias’ın odası
der. Bunun üzerine Eddie Tobias davasına kapatmadın mı diye sorar. Sahte Binbaşı
Brooks Eddie’ye sen kapatmış olabilirsin ama ben kapatmadım der. Daha sonra
içeri giren polis müfettişi Bore hizmetçi Deborah’ın cesedini bulduğunu ve
cesedin cinayetleri aynı manyak tarafından yakıldığını bildirir. Bunun üzerini
sahte Binbaşı Brooks bir an önce Park malikânesine gitmeliyiz der.
Alfred kıyamet kitabını okurken sahte Binbaşı Brooks sözleri
tamamlar ve Alfred’e siz Alfred Marion olmalısınız babanızı tanırdım der. Daha
sonra Rita’ın yanına giden sizin de babanızı tanıyorum hanımefendi ben Scottland
Yard’tan Brooks kitaba bakabilir miyim der. Alfred Brooks’a gerçekten babamı
tanır mıydınız diye sorar. Sahte Binbaşı Alfred’e babanı tanımıyorsun deyince
Alfred babamı küçük çocukluğumdan beri görmedim der. Bunun üzerine sahte
Binbaşı Brooks Alfred’e senin baban garip biriydi diye cevaplar. Alfred kitapta
altı çizilen yöntemlere üç kişi öldürüldü deyince sahte Binbaşı Alfred’e çok
zekice senden çok iyi polis olur sanki Lord Marrion’un mezarından kalkıp
katillerinden intikam aldığını söylüyorsun der. Bunun üzerine polis müfettişi Bore
umarım hayalet avlamaya kalkmayız değil mi diye sorar. Sahte Binbaşı evet
yapacağız Bore yaşayan ölüler ülkesindeyiz der. Rita sahte Binbaşı Brooks’a
burada kalın kendimizi güvende hissederiz der. Sahte Binbaşı Brooks o zaman
sakıncası yoksa burada kalacağım der. Konuşmaya devam eden sahte Binbaşı Brooks
hayaletlere inanır mısınız diye sorar. Rita batıl inikatlara sahibim ölümden
sonraki yaşama inanırım size saçma gelebilir der. Sahte Binbaşı Brooks hiçte
değil hanımefendi bende hayaletlere inanırım der.
Rita Alfred’e seni bulduğuma sevindim der. Alfred Cecilia’ın
oyunları iki vasiyetname bizi birbirimize kavuşturdu dedikten sonra bir ses
duyar ve kontrol etmek için dışarı çıkar ve maskeli katil tarafından etkisiz
hale getirilir. Daha sonra Rita’ın odasına giren maskeli katil Rita’ya hunharca
saldırır ve polisler gelince kaçmak zorunda kalır. Alfred bayılmıştır ama içeri
giren sahte Binbaşı Brooks Rita’yı kontrol eder ve başına çok fena darbe almış
hastaneye kaldırılsın der. Polis müfettişi Bore sahte Binbaşı Brooks’a katil
etrafımızda geziniyor der. Bunun üzerine sahte Binbaşı Brooks evi arayın ben
kasabaya gideceğim der. Polis dedektifi Bore kasabaya mı diye sorar. Sahte Binbaşı
Brooks polis müfettişi Bore’a davamız orada çözülecek der.
Baron Tobias karısı Marta ile oynaşırken banyoya götürür ve
banyoda karısı Marta’y sen beni ele vereceksin diyerek boğarak öldürür. Maskeli katil çıkar ve Baron Tobias’a mükemmel
bir suç karın sarhoş oldu ve banyoda boğularak öldü öyle değil mi Simon Tobias
der. Baron Tobias sen kimsin diye sorar. Maskeli katil ben bir hayaletim, ruhum,
intikamcıyım der. Bunun üzerine Baron
Tobias diğerlerini de sen öldürdün değil mi diye sorar. Maskeli evet ben öldürdüm
en son sen ve eşin Marta kalmıştı ama sen işimi kolaylaştırdın senin ölümünle
beraber intikamım tamamlanacak der. Bunun üzerine Baron Tobias nasıl biliyorsun
sen kimsin niye beni öldürmek istiyorsun der. Maskeli katil ben bir hayaletim
diyerek maskesini çıkarır ve sahte Binbaşı Brooks olduğu ortaya çıkar ama aslında
gerçek Lord Marion’dur. Baron Tobias
gerçek Lord Marrion’a nasıl hayata kaldın diye sorar. Gerçek Lord Marion
baygınken beni balıkçılar buldular hafızamı kaybetmiştim ve polis oldum hızla terfi
ettim hafızamı kaybetmiştim ama zekam yerli yerindeydi bir gün Yorkshire’a gidince
hafızam yerine geldi ve katillerimden intikam almaya başladım ve Amerikan
polisi seni suçlu olarak görecek der ve Baron Tobias’ı vurarak öldürür. Hastaneye giden gerçek Lord Marion Rita’yı saldırır
ve oğlumu mirasından edemeyeceksin diyerek bıçakla saldıracakken polis
müfettişi Bore gerçek Lord Marrion’u vurarak öldürür ve film biter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder